Bebekler kendilerini ağlayarak ifade ederler. Aileler tecrübe kazandıkça, bebeğin ağlama şeklinin ne ifade ettiğini anlamaya başlar: Açlık, altını ıslatma, yorgunluk, uyku ihtiyacı gibi. Bu ağlamalar “kolik”le karıştırılmamalıdır. Kolik terimi, periyodik olarak tekrar eden ve saatler boyunca süren ağlama krizlerini tarif eder. Kolik genellikle bebekler 2-3 haftalıkken başlar ve 3-4 aylıkken geçer. Bazı bebeklerde geçmesi 6 ayı dahi bulabilir. Kolikli bebekler çok miktarda gaz çıkarırlar. Gaz, koliğin bir sonucudur; gaz yüzünden kolik gelişmez. Her 5 bebeğin 1’inde gelişen bu tablonun sebebi bilinememektedir. Ancak ilk bebeklerde ve erkeklerde daha sık görülür.
Kolikle nasıl baş edebilirim?
Kolik, aileler açısından çok sancılı bir dönemdir. Bu dönemde çevrenizden olabildiğince yardım almanız gerekir. Bebeğinizin ağlaması doğaldır ve geçicidir; ne kadar bunalmış olsanız da bebeğinizi sarsmamaya çok büyük özen göstermelisiniz. Sarsılan bebeklerde kalıcı beyin hasarı gelişebilir.
Genelde kolikli bebekler her gün aynı saatlerde ve benzer süreyle ağlarlar. Kolikli bir bebek, bir günde ortalama 3-5 saati ağlayarak geçirir. Bu ağlamalar aniden başlar ve bebeğin uykuya dalmasıyla aniden bitiverir. Bu geçici periyodda ağlamayla baş etmek için şunları deneyebilirsiniz:
- Bebeğiniz, bacaklarını serbest bırakacak şekilde kundaklanmaktan fayda görebilir. Kundak pozisyonu bebeğe anne rahmini hatırlatarak güven verir. Kundak yaparken bacakları rahat bırakmak çok önemlidir; zira bacaklar da kundaklandığında doğumsal kalça çıkığı oluşma riski yükselir.
- Bebeğinizi güvenlik standartlarına uygun bir kanguruda taşıyabilirsiniz; fiziksel yakınlık bebekleri sakinleştirir.
- Ağlarken bebeğinizi sallanan bir sandalyede hafifçe sallamanız faydalı olabilir. Ama sallanırken uykuya dalmasına müsaade etmeyin. Sallamayı sadece ağlamasını durdurmak için kullanın.
- Bebeğiniz bir ayı geçmişse ona bir emzik önerin. Bir aydan önce emzik önermek anne sütü ile beslenen bebeklerde emmeyi bozabilir. Emziği asla bebek açken kullanmayın ve bebeğinizin boynuna asmayın.
- Bebeğinizi nazikçe yüzüstü yatırın ve sırtını yavaşça okşayın. Sırta uygulanan masaj ve karındaki basınç hissi bebeğinizi rahatlatabilir.
- Hafifçe şarkı söyleyin, ritmik sesler çıkarın veya hafif bir müzik çalın. Elektrik fanları, saç kurutma makineleri gibi aynı tondan uğultu veren aletler de bebeğinize iyi gelebilir. Bu sesler ona anne rahmini hatırlatacaktır.
- Anne sütüyle beslenen bebeklerde diyetinize dikkat etmeniz gerekebilir: Süt ürünleri, kafein ve gazlı içeceklerden uzak durmanız faydalı olabilir.
- Bebeğiniz inek sütü bazlı bir formülle besleniyorsa (hemen hemen tüm formüller böyledir) bu durumu çocuk doktorunuzla konuşun: Bazı çocuklarda inek sütüne hassasiyet olabilir ve soya bazlı formüller ile bu sorun çözülebilir.
- Arada kendinizi dinlendirin. Bebeğinizi teslim edebileceğiniz birini bulup yürüyüşe çıkın. Sizin de enerjiye ihtiyacınız olacaktır. Şayet siz stresli olursanız bebeğiniz daha çok ağlar.
- Özellikle lohusalık periyodunda duygusal dalgalanmalar sık görülür. Şayet bebeğinize karşı aşırı derecede öfkelenirseniz hemen bir yakınınızdan yardım isteyin. Asla bebeğinizi sarsmayın.
Unutmayın ki; bebeğiniz tam 9 ay boyunca gürültüden, ışıktan ve sesten uzak, sıcacık bir yer olan anne rahmindeydi. Bu ağlamalar onun bir anda içine düştüğü ışıklı, gürültülü ve soğuk dış dünyaya alışma ağlamalarıdır ve bundan daha doğal bir şey olamaz. Siz sakin olup ona sevginizi verdikçe onun da hızla dünyaya ve size adapte olduğunu göreceksiniz.